Vapurdayım, sevdiğim bir arkadaşım yanında. Sevdiğin şeyleri daha çok sevilir kılar başka bir sevdiğin.
Vapurları severim. Beşik gibidirler. Manzarası olan beşiklerden. Hep uykum gelir içinde. Huzurlu, tatlı bir uyku. Anne kucağı deniz dalgaları. Belki ondan yumuşatır tüm konuşmaları.
İnmek çok zor olurdu vapurdan, iskeleleri bu kadar çok sevmesem.
Deniz kıyısında insanlar tartışmaz, bağırmaz, çağırmaz, sohbet ederler. Yumuşak sohbetler için gidilir deniz kıyılarına. Ve şeffaf olur çoğu zaman söylenenler. Ne de çok denize benzer deniz yakınında yapılan sohbetler.
Ayrılıklar bile sessiz.
İki sevgili, bir ayrılık. Çiçek taşımak isteyen bir genç kadın, gözyaşı taşıyor gözlerinde. Gözlerinde birer deniz kıyısı, içlerinde tuzlu deniz. Dalgalar güçlü. Kadının gururu set vurmuş önüne dalgaların. Akamıyor gözyaşları. İstemiyor dalgaların kirpiklerinden inmesini. Denizlerini mi kaybetmekten korkuyor?
Belli ki bitti. Erkek zar zor yürüyor, rüzgâr ile geçimsiz. Kararı o vermiş. Ondan olmalı kadının çiçek hevesi. Öngörememiş gibi ayrılığı. Kadın duramıyor. Adam duramıyor. Bitti. Ama işte bitemiyor. Sözlerin yerleşmesine vakit gerekli diyor rüzgâr. Kadın üzgün. Kadın kırgın. Ağlamıyor dışına, gözyaşlarını akıtmıyor, kirpikleri izin vermiyor buna. Gözyaşları ağır.
Deniz nemli, gözler nemli. Kalabalık içinde ayrılıyor yollar. Başkaları giriyor aralarına. Erkek kayboluyor gözlerden. Kadın denize dönüyor ve dökülüyor yaşlar. Gözyaşlarını denize bırakmak ister gibi. Ses yok, yaşlar dolu dolu.
Kadın, denizlerini kaybettiğine üzülmemiş gibi.
‘Bir derdin mi var bilmediğim? Daldın.’ Yanımdaki arkadaşımı unutmuşum. Sorusu ile farkına varıyorum ona haksızlık ettiğimin.
tebrikler (burak)
YanıtlaSilTeşekkürler.
YanıtlaSil